25 Mayıs 2007

Çevrim içeri, Gerçek Dışarı




Msn Kullanıcı Tipleri

1-Kullanıcı adı begenmeyip adamı dellendirenler ; Bunlar kati surette belli bir isim kullanmazlar, hemen her an kullandıkları isim degisime ugrayabilir bu da haliyle sizin her cevrimiçi olduklarında; "ulan bu da kim" tepkisi vermenize neden olurlar... Ör: ALIŞMALI ALIŞMALI YIKILIP YENİDEN KALKMAYA, KABULLENİP SANA DÜŞENİ DÜNYAYA BIRAKMAYA.

2-Gündem İnsanları ; Evet hepinizin listesinde birden fazla bulundugundan emin oldugum her sabah 07`de haberleri izleyip ona göre kişisel iletisini modifiye ederek güne başlayan tiplerdir. Eger "ajans" izlemek yerine msn başından kalkamıyorsanız, ülke gündeminden sizi haberdar etmek gibi bir misyonla yüklendiklerini varsayarlar. "Tehlikenin Farkında mısınız? Beştaj aldı babayı, Gavur İzmir ampülü söndürdü, Bugün biraz motorum bozuk " gibi iletilerle sizi bilgilendirirler...

3-Gizli isler cevirenler ; Bunlar msn`den yedikleri nanelerde kim oldukları ortaya cıkmasın diye kendi isimleri yerine begendikleri karakter adlarını, super kahramanları kendilerine ornek alırlar... Dünyaya başka hayrı dokunmayanlardır... Ör: Cem Uzan , Neo, Spidey gibi...

4-Adı bile olmayanlar ; Evet bir de böyle bir grup vardır ki ; Kullandıkları abuk subuk eklentiler sayesinde sadece kendi bilgisayarlarında güzel göründüğünden bihaber adlarını renk renk ve cins karakterlerden oluştururlar... Temin edilecek kızılcık sopasıyla dövülesidirler, kim olduklarını anlamak için ya mail adreslerine bakılmalıdır, ki eger o da bir acayipse (ör; neverthereblabla@hebelüp.com) hemen engellenesidirler...

5-Ağır abiler/ablalar ; Bunlar da kati surette adlarından baska bir karaktere güvenmezler, az gülerler... Hatta konusurken smileylerini de tutumlu kullanırlar, yaptıgınız espirilere en fazla gülümsememtrak bir tepki verirler, gerisine de karışmazlar. Bir kısmı işyerinden bağlantı kurduğu için patron-müdür korkusuyla temkinli davranırken bir kısmının da karakterinin yansıması olduğu görülmüştür... Ör: Şemsettin, Süleyman, Alexandrra

6-Melonkolimania`lar ; Her daim aglamaklı iletileriyle sizi ekran karşısında kilometrelerce öteden depresyona sokabilirler, en hayırlısı görmezden gelinmesidir. Bunların aşk hayatlarıyla, ya da yaşadıkları şeylerle iletilerinin, adlarının herhangi bir ilgisi yoktur, 19 Mayıs`ta bile "Çek Silahını, Titrersem Namerdim, Sen Vurdun da Ben Ölmedim mi?" gibi ruhsal açıdan problemli sözlerle sizi etkileri altına almaya çalışırlar. Altan alta da uyuşturucu ticaretinde olduklarından şüphelenmekteyim...

7-Komedik İnsanlar; Sağda solda rastladıkları duvar yazısı, forward mail`ler sayesinde öğrendikleri mizahi sözleri ekrana yansıtarak yüzünüzde tebessüm yaratmaya calısanlardır.Her zaman iyi niyetli, bazen komiktirler... Ör; Tüplü Şahin arıyorum, galeri malı olmasın...

ps. söz konusu nickler ve iletiler tamamen hayal ürünüdür...
Yazarken, arkada "Bulent Ortacgil - Beni Kategorize Etme" calıyordu, duymamazlıktan geldim...

23 Mayıs 2007

zaman antarktika zamanı

Buraya yazmanın boş iş olduğunu düşünen onca insana bi kaç çift lafım olacak aslında... Gün boyu ellerinde mouse oradan oraya sekerek, mac sonucları, dating siteleri, mp3 ve bilimum gereksiz ayrıntıyla bilgisayar basında zaman geciren zihniyete karsıyım aslında... Klavye`ye sadece msn denen zımbırtı (zımbırtı bu noktada programı asagılama anlamında kullanılmamıstır) icin dokunan kisiler acaba iki cift kelam etmek ya da su denize bir kac damla su eklemenin neresinin kotu oldugunu bana acıklayabilirler mi? Tekrar söylüyorum eger eliniz klavyeden cok mouse uzerinde geziniyorsa siz de internetin malını deniz olarak gorenlerdensiniz... Size onerim bir an once herhangi bir html, asp, java vb. koduna sap olmanız yonundedir...

oh rahatladım
Saygılar

20 Mayıs 2007

Aaaayy fenayım....


Bugün çok hastayım günlük.. hatta seni ömürlük yapabilrim her an... içimden çok sey gelmiyor... Cuma gunku dugunun ardından henuz kendime geliyorum, lakin bu sefer de vucudumu kaybettim... Kulagımda Mirkelam`ın sesi var, yeni albumunu enine boyuna yeni dinleyebiliyorum... kendisine yapılan haksızlıgın da farkına varıyorum bir yandan... cok guzel album olmus ki tr pop muzik dersek baska cok "insan-muzik" yok ortada... velhasıl kelam dinlenmeli... simdilik favorilerim Zahmet ne demek ve Mutlu olmak istiyorum... album donmeye devam ediyor tabi...

Bizim dugun enteresandı... Lise hayatı boyunca Bal`da okuyup burnu asagıyı pek gormeyen bizim kuzen Uludag Univ. Uluslararası Iliskiler sonrası yuksek lisans icin gittigi Almanya`da Johannes`le tanısıyor ve düğün :) bu kadar kolay degil suphesiz de... evlendiler iste... dugunun yarısı alman olup salonda yabancı dil bilen 2 kisi olunca oldukca yoruldum tabii... istekleri bitmiyor ki, bira istiyorlar salon hakkında bilgi istiyorlar organizasyonun nelerden olustugunu merak ediyorlar, soruyorlar da soruyorlar... neyse ki hepsi cok sıcakkanlı insanlar, ayrıca dikkatimi ceken geleneklerine ne kadar baglı olduklarıydı... univ.lerindeki ogrenci kuluplerinin sapkasını, kemerini damat dahil butun uyeler takmıstı... ayrıca birbirlerine ne kadar baglı oldukları da her hallerinden belliydi... fotograflarını eklerim bir ara... hayırlısı olsun, mutlu olsunlar...
ben fenayım... Dugunde kostururken terleme-soguma sirkulasyonu sonrası ust solunum yollarım bitmis durumda... sanırım uzanmalıyım biraz daha...

kendine iyi bak, havalar bi acayip...
bu küre ısındıkca dengesizlesiyor mu ne, evet evet tayin isteyecegim... zaten pek bi guzellik kalmamıstı geldigimde, artık tumden yok oluyorlar...

15 Mayıs 2007

7/24 information kiosk


Bu gece bir garip insanlar... Önce bi arkadasım saat 01:30 sularında arayıp "ben istanbul`a fuara gidiyorum,otobusteyim... beylikduzu tarafına gidecegim, nasıl giderim?" diye sordu... Ardından kuzenim saat 02:05`de once "uyuyor musun?" seklinde bi kısa mesaj ardından da arayıp "uyumadıysan bana star tv`nin telefon numarasını bulsana",dedi... neden hayırdır diye sıkıstırınca da "ya dost`a dogru diye bir program var -ismini unuttum,attım- orada ki Nihat Hatipoğlu`na bu Fatih Sultan Mehmet, zamanında kardeş katlini vacib kılmış fermanla, ama bizim dinimizde insan öldürmek ne sebeple olursa olsun günah değil mi diye soracaktım bakalım bunu nasıl acıklayack merak ettim" dedi... Ben önce kısa bi şok sonrası cocuğu dalga gecerken tlf.da fazla tuttum herhalde ki program bitmiş o sırada.. bu bana kızıp telefonu kapattı... garip insanlar cevremdekiler vesselam... neyse seviyorum hepsini... ben de yatayım... simdi birisi arayıp rüyasını yorumlatacak... benim bi kendime ilacım yok zaten...

Etiketler:

12 Mayıs 2007

Bugün de gecmise selam duralım...

Doc kalk hadi okula gidelim, bizimle derse girersin, bahcede geyik yaparız :)
Kafilece "reklamgiy"dik...
Ayn$`la Ceren`ler tasınır...
Teleferik görevlileri öğlen yemegindeymiş... hepsi aynı anda yemek zorunda mı?
Doc`la metro`da sındık ye...
Ahanda boyle ipliğinizi pazara cıkartırım...ben tedbirliydim:) simdi hepsi bir yerlerde orta düzeyde yönetici :)
Ayn$`ın doğum günü sonrası... k.park

Etiketler: , , , ,

07 Mayıs 2007

Yeni papa almanmış, hem de bavyeralıymış...

Oray efendinin yolundaki USA kölesi lifestyle yazarınız sayesinde bugün mutluluğa bir adım daha yaklasacaksınız saygıdeger Galyalılar...
Bugünkü sohbetimize üstadımızdan bir cümle ile baslayacagım(Risale-i Nur sohbeti gibi oldu)
"yeni papa almanmış hem de bavyeralıymış, babam bana dedi ki, panzer gibi adammış."
dilime pelesenk olan bu cümleyi bir kere daha telaffuzdan sonra,baslayalım...

Son günlerdeki yeni keşiflerim Nekropsi ve Dexter`ı anlatayım istiyorum...

Nekropsi; kelime anlamını bilmesem de söylemesi tatlı mı tatlı, dinlemesi ise kaçık mı kaçık bi grubumuz...ki kendilerinin türk olmasından feci gurur duydum ben... Aynı seyleri portecho sırasında da yasamıstım gerci.. her neyse dagılmayalım, bugunkü konumuz nekropsi... Grubun ilk demolarını saymazsak iki adet albumleri bulunuyor, ilk album 1996 yılında cıkan "Mi Kubbesi" ki ben henüz kendisini sindirerek dinleme fırsatı bulamadım, soyleyeceklerim bu albumun 10 yıl sonrasında cıkarttıkları "Sayı 2" adlı son albumleriyle ilgili daha cok,zira su sıralar kulagımdan eksik etmemekteyim kendisini... Grubun muziklerine progressive rock diyenler var, psychedelic diyenler var lakin ben ne bunların turkce karsılıklarını tam olarak biliyorum ne de muzigi kesin kalıplara oturtmayı seviyorum... Bence yeni, ritmik ve rock agırlıklı bir seyler dinlemek isterseniz nekropsi`ye bir ugrayın derim...

Bu arada; bu adam buradan bir seyler atıyor tutuyor da bu albumler her yerde bulunmaz ki kardesim, hem herkesin denemek icin (hem de nette ki bi lavugun onerisiyle)verecek bir suru parası olmayabilir diyorsanız, hemen o sözlerinizi geri alınız ve elinizdeki yüzyılın icadını kullanabilitenizi gozden geciriniz... ya da sözümü dinleyip www.rapidreactor.net gibi hemen her turlu album+filme ulasabileceginiz siteyi ziyaret ederek interneti biraz daha efektif kullanmanın keyfine varın, bu arada gercekten begenirseniz( becerebilirseniz anlamında-ukalayım bugun evet) bana bi adet tesekkur ediniz...

Diger önerim de yine cnbc-e adlı güzide kanalımızın bizlere armaganlarından biri daha olan; "Dexter". Son donemde gerek uzerinde donen geyikler olsun gerekse populerlikte ki sınır tanımazlıgından olsun siz de benim gibi Lost`tan sogumaya basladıysanız, yesil adadaki entrikalardan bogulup, Heroes gibi super kahramanlık ta ilginizi cekmiyorsa Dexter`ı deneyin... Adını hem seri katil hem de fazlasıyla zeki, problemli bir cocukluk gecirmis polis memurun isminden alan dizideki iç sesler sizi oynadıysanız "Max Payne" oyununa, cinayetlerin ic yuzlerinin kesfedilisi ve dönen entrikalar Hitchcock sinemasına götürecektir...

Her bölümünü (Pazartesi 22:00`da cnbc-e`de) merakla bekleyeceksiniz diyerek klişemizi de yerine getirdikten sonra bu yazımızı da sonlandırırken Carsamba gunku bilmem kaçıncı Ege Univ.Teks. Muh.Kariyer Gunleri`nde kendime bol sans diliyorum efendiler...

Gorusuruz

06 Mayıs 2007

Bant, Makina`sı




Dün gece-sabah arasında yaptıgım aktiviteden haberi olmayanları haberdar etmek, haberdar olupta "Aaa ben o saatte coktan "bayılmıs",uyumus,bilimum alternatif aktiviteye dalmıs olurum." diyen bünyeleri ise ikna icin yazıyorum yoldaslar bugun...(siyasi mi oldu ne?) Kanal D icin hem de, ki sahibinden hazzetmememe ragmen Cts. geceleri beni kendisine kilitleyen kanal konumuna yukselmistir... Evet söz konusu tv programı "Makina" Okan Bayülgen`i şu emekliliğine çeyrek kala yaptığı son programlarında izleme sansınız varken kacırmayın derim sahsen... Zira adam artık televizyon isinin,sarkıcıların,mankenlerin,bilimum dizi oyuncularının hem fikir oldugu sekilde kendisi kabul ettirdiginden rahatca programında konusabiliyor,konusturabiliyor-becerenleri... Ben-ki sinama(Nazım mı boyle derdi-yazardı?) ya da guzel sohbet yoksa yapmam, program kapanmadan,yani sabah olmadan uyumaz oldum cts gunleri... ardından ailece geleneksellesmeye baslayan pazar pikniklerinde uyuyakalıyorum efendim...Sorumlusu bu adam ve guzel ekibidir tamamen...Annemi gecenin 4`ünde "oğlum ne oluyor yavas gul biraz,hem uyusana artık biz uyanacagız birazdan."diye yatagından kaldıran da bu programdır... Son donemde yaptıkları 80`ler Makinası`nı kacırmıs olsam da bundan sonraki hic bir programını kacırmaya niyetim yok... ki duydugum kadarıyla(bak bu kulak hem Tobey Maguire hem de Okan`ı aynı anda duyuyor:) ) gelecek sezon abimiz tv isinden cekilecekmiş... O nedenle zaten bu son programlar artık tadından yenmez... Dün geceki programda üstadımız,örnek alınası, yüce kişilik Mahmut Tuncer`in katkıları da yadsınamaz gerci... Kendisine saygılar sunuyorum buradan:)

Bahsedecegim(önerecegim) diger konu da bir dergi...(anne ben lifestyle yazarı oldum) Derginin adı "Bant" Evet bildigin bant.... icinde müzik,sinema,sanat,vs. var... Evet dergi sitesinden aynen aldım... Dergiyi ogrenciyken kesfetmistim...(yani yıllaaar once) Su sıralar da aynı ustun cizgide devam ediyorlar... İcindeki cizimler icin bile olsa alınır koklanır,sindirilir...Ayrıca her ay misyon edindikleri islerden biri de belli bir konuyu enine boyuna okura aktarmak... Bu ay konu"et" örneğin... Evet "et ve tüketimi"... Eger herhangi bir marketti, kitapcıydı girdiginizde FHM, Pc Magazine, ALEM ya da Tempo`ya baktıktan sonra bile olsa bunu da elinize alıp bir inceleyin neden bahsettigimi daha iyi anlayacaksınız efendim... Zaten her ay ki kapakları bile koleksiyon unsuru olabilecek nitelikte derginin... Sözün özü bu dergiyi alın,okuyun,okutun...Hatta önce sitesini ziyaret edip illüstrasyonları gezin, röportajları okuyun dilerseniz... Begenmezseniz almayın, gelipte bana kızmayın... www.bantdergi.com

Su araya bir de guzel album onerisi sıkıstırasım var ama... Neyse sonra ki gonderilere inşallah...
Saglıcakla

Etiketler: , , ,

05 Mayıs 2007

Çavuşlar Köyü İlkokulu-Sarıgöl-MANISA

Gönderi... Evet su zımbırtıların en uygun ismi bu sanırım...

Yolda aklıma gelen binlerce seyden aklımda kalan tek seyin bu olması enteresan tabi.. Her neyse birazdan dökülürler zannımca... Bu arada benim sayfiye`nin (2007 MSI s-420 modeliydi yadigar) geri dönmeme ihtimali doğdu, ürünün ulaştığı teknik servisle yaptığım telefon konusmalarından anladım ki bu MSI firması taa taiwan`dan kalkıpta benim icin bi anakart gonderecek gibi durmuyor... O nedenle ben de muhtemelen ya baska bir konfigurasyon alacagım ya da direk ücretini geri alıp askerden sonrasına bırakacagım notebook isini...Her neyse efendim.. Aklıma dökülmüşken anlatayım belki bir ikinize bir fikir veririm... Son bi kac gundur sinemasal ve manevi acıdan oldukca doygun gunler gecirdim... Yanlıs anlasılmasın; daha once yapmadıgım seyleri yaptım ornegin, 11 yasındaki kuzenimi alıp dısarıya cıkarttım, yemek yedirdim, sinemaya goturdum["Norbit"e ki birazdan bahsedecgim:)], ayrıca farkettim ki ilk egitimi Izmir`de almak benim gibi koyde almaktan kat be kat iyimiş... Bir kere fazlasıyla sivri oluyorlar neredeyse sizi alt edecek durumda dilleri, dunyadan haberdarlar masallah... NBA`deki oyuncuları ve son durumları playoff sonuclarını benden iyi biliyorlar... Son hafta benim bile takip edemedigim hızdaki siyasi gelismeleri biliyorlar... Bir cogunun onunde internet var... Aynı dönemde benim okumak dısında tek bildigim bi kac Ferdi Tayfur sarkısı(komsumuz "mütemadiyen aşık" Nurhayat abla sagolsun) ve de Susam Sokagındaki karakterlerdi... Simdikiler sanslılar vesselam... Hatta kitabevine girdik ben yine ac gibi bakıyorum kitaptı dergiydi... Her neyse dergilerin onunde bu bi kac dergiyi aldı eline baktı,koydu sonra dedi ki: "Ozcan abi, yaa bu adam da son bi kac macta 50 sayının uzerinde attı ya hemen butun dergiler onun posterini vermis" ben bi baktım, suphesiz bihaberim olaylardan... adam Kobe Bryant`mış. Evet yaa dedim, bozuntuya vermedim... Hemen bildiğim konuya yönelttim :P bak bu dergi de History of Violence dvd`si veriyormus,uygunmus dedim... cıkardım kitapcıdan...

Film kotu secimdi biraz...zira cok fazla alternatif yoktu... Ben once aklımdan Asterix`e gideriz diye kurmustum ama bizimkisi hemen netten girip biraz baktı, begenmedi... Sonra sinemayı filmi ve seans saatini ogrendi ve "Norbit"e gittik. Film basit Eddie Murphy komedisinden baska ir sey degil... ki zaten kendisinin de afisinden de belli ki baska bir iddiası yok,lakin benim filme onay verirken hesaba katmadıgım tarafı, zencilerin argo`nun kullanımı konusunda ki bonkörlükleriydi. Altyazılı da olsa bizim kuzene kötü örnek temsil edecek ifadeler vardı suphesiz... kendisi de "bu biraz ayıp sözlüymüş" diyerek beni utandırdı zaten... Her neyse bu da bana ders oldu,bir dahakine daha dikkatli olurum...

Bu is te daha once yasamadıgım kendimden kucuk birilerini gezdirip ona biseyler alarak mutlu etme hazzını yasattı bana... Iyi oldu iyi, onun da ihtiyacı vardı zaten... Sonraki gunse muhtemel beklenen filmin vizyona giris gunuydu...

Spider-Man 3... evet filmi ilk gosterim gunu izlemis olmanın da konudaki goruslerimi bu
mecradan da olsa paylasayım istedim... Filme Forum Bornova`daki AFM sinemalarında gittim... bekledigim kadar kalabalık degildi, oysa ilk iki filmin etkisiyle bunun daha kalabalık olmasını beklerdim ben... Oysa insanlar Yüzüklerin Efendisi`nin ya da Matrix uclemelerinin her birisine artarak ilgi gostermislerdi... Ben takip edemedim ama tv`ların bu filme digerlerine oldugu kadar destek olmadıgını dusunuyorum... Dusununce Matrix ve LOTR serilerinin gosterimleri
zamanında Ana Haber bultenleri bile bunlarla doluydu... Salondaki cocuklar hemen herseye gulmeseler aslında filme daha iyi konsantre olabilecektim, ama yine de verdigi hakla beraber bu soyleyebilirim ki film beni hayal kırıklığına ugratmadı... Son derece iyi üretilmiş... hatta soyle soylemeliyim filmden sonra anladım ki aslında ben aksiyon filmlerini de sevebiliyorum ama yaratılan aksiyonun basrolunde bir super kahraman varsa... Aksi durumda olanlar inandırıcılığını yitirdigi icin bir turlu ısınamıyorum filme... Bu noktada ise Örümcekciğimiz [spoiler oldu burası:)] devamlı bir hareket içinde... Peter Parker ise oldukca zor gunler geciriyor yine... Ayrıca bu filmde onceki iki filmle bir cok baglantı var, ve hatta onceki filmlerde olanların yanlıslıgını spidey ile beraber biz de bu filmde anlıyoruz... Filmin basında ilk iki filmden de hatırlatıcı sahneler yer alarak bizi olacaklara hazırlıyor... Yonetmenin tavrını bilmiyorum ama duydugum kadarıyla(nasıl yani?) Peter Parker`ın sonraki filmlerde aynı olmayacakmış... Tobey Maguire artık yorulmus, ki aslında bu filmde biraz cizilen karizması da yok degil... Zira oyle sahneler var ki gozunuzdeki Parker imajı yerlere iniyor... Her neyse efendim sözün özü iyi film olmuş bu film... Sinemaya gidip görülmeyi de hakediyor...

Aslında bir film daha izledim ki asıl yorumu o hakediyor ama daha sonra inşallah zira bu "gönderi"miz yeterince uzadı ...
Gorusuruz