27 Mart 2007

arkada "her hitler hairdo is making me feel ill" calıyordu :)


Genel Cerrahmış,adı bile fena yaa.. Neyse sorun olmadı fazla bir kac ilac verdi... sanırım yolculuga cıkabilirim persembeye... Su antibiyotikler agrı kesiciler de ise yararsa...

Dün gece Beş Vakit`i izledim... Bu Reha Erdem ermişinin A Ay filmi haric digerlerini izledim ve bi sonuca varamadım :) Evet enteresan adammış vesselam... Birisinde oldukca ilginc ve uc bi olayı süper ötesi sakinlik ama rahtsız edicilikte anlatıyordu (Kac Para Kac) ardından "aa bizim mahalle" dedigimiz bi yerdeki entrikaları anlattı, ardından da sehirliye "bakın aslında köyde göründüğü kadar güzel değil orası da karısık" dedi(Bes Vakit)...Bunların hepsini yaparken hic birseyi basitlestirmeden tadında verdi... Tebrik ve Takip edilesi insanmış efendim...


Ben yemegimi yiyip ilaclarımı alayım efendim...
Müsadenizle...




26 Mart 2007

Beni Türk Hasta Bakıcılarına Emanet Etmeyin...


Biraz direndim ama, sonunda acile gitmek zorunda kaldık, oradaki doktorda bi bakıp hasta bakıcıya emanet etti... Önce bir adet Antibiyotik iğne yuttum, ardından da neyse ki izin vermediğim bir agrı kesici yapılmaya calısıldı...Sonrası pansuman ve biraz acı... Yarını dusunmek bile istemiyorum, genel cerraha gorunmeliymişim... umarım gerek kalmaz...
Evet korkuyorum var mı?

acı ve ihtiras


Alttaki iletilerde de bulunan ve oldukca tatlı gecmis olan son hastane maceramın üzerine bugün tekrardan hastaneyi ziyaret edecegim... Zira fazla optimist doktorlar hastalarına gecici moralden baska birsey veremiyorlarmış... Bu sabah bacagımdaki olusumun aslında doktorun bahsettiği kadar cici birsey olmadıgını farkettim... Rahatca yürüyemiyor hatta ayagımı basamıyorum, Ve doktorun gordugu son halinden epeyce yol katetti bu sey... Birazdan gidiyorum, hem de genel cerrahi`ye... umarım direk operasyon! demezler... benim hep boyle olur da... giderim dis kontrolune, otur cekiyoruz derler... simdi de "yat, alacagız!! " derlerse fena...:( Yandaki resimde Requiem for a Dream`den, oradakiler makyaj-benimki o kadar olmasa da gercek... Onun kolunu götürdüler benim farklı olması lazım bu durumda...

Hadi ben gideyim artık... Yaa al sana Fight Club.. hak ettim ben bunu hakettim...
ps.verdigim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim... iyiyim ben iyi... hatta kaya gibiyim, betonum...

25 Mart 2007

***%100 spoiler*** demedi demeyin de :)


Bugün de OLDBOY`u izledim de aklıma geldi... Bizim medya da genisce yer bulan bi film vardı sahiden??? Karlarla kaplı bir dagda iki arkadas (birisinin esi de var sanırım) kayak yaparken mahsur kalırlar ve bir tanesi donma tehlikesi gecirir,yasama sansı da digerinin esiyle sevismesine baglıdır[ nasıl oluyorsa :) ] falan... Oldboy senaristi kesin bizim gazeteleri okumustur bak... Konu oldukca hassas... Hatta henuz konusulmamıs bir konu zannımca... Ask... Evet ask,bakın ne kadar da orjinalmiş:) Filmin aklıma getirdigi bir baska olay da Woody Allen`dır... Her neyse anlayan anlamıstır zaten ne dedigimi, demem o ki izleyin!!! Gerci eger izlememis ve buraya kadar okumussanız bosuna izlemeyin bana da küfür falan etmeyi aklınızdan gecirmeyin derim...

Benim AOF calısmam lazım acilen hem de... O kadar yolu bosuna tepmeyeyim...

Hadi size iyi gunleeeer [ boyle demisken ben yeni izleme fırsatı buluyorum ama ATV Bir Demet Tiyatro`ya devam ediyor...Salı aksamları kacırmayın... Lütfiye Fıdıllıoğlu`na selamlar :) ]

23 Mart 2007

Sıla vs. Muhammed Ali


Evde ilginc durumlar var. Annem türk dizilerinde rekora kosuyor... Zannedersem su anda tv`de yayınlanan yaklasık 60-70 dizinin de en azından konusunu, oynayanlarını biliyor... Zira herhangi bir talk showu acınca bütün herkesi oynadığı diziye göre tanıyor. Surekli sekilde takip ettiği(ya da etmeye calıstıgı-bazen engelleniyor:) ) yaklasık 10 dizi var. Buna karsılık babam da enteresan sekilde boks sever.. Evet bana da bastan ilginc gelmisti, siddetle uzaktan yakından ilgisi olmayan- bana ömrümde fiske (bu ne yaa) vurmamıstır,oysa olaya anne acısından bakarsak durum vahim :) - birisinin bunları zevk alarak izlemesi enteresan fazlasıyla...

20 Mart 2007

ütopyaya evet :)


Dün gece "Korkuyorum Anne"yi annemle izledik... Gerci o sadece 4`te 3`ünü izleyebildi...Sanırım durgun gecen sahnelerin etkisinden uykusu galip geldi... Ardından sabah bana sonunda ne oldu diye sordu anlattım ama bana mutlaka izlet devamını diye sıkı sıkı da tembihledi... Bide sabah aslında elestirmesini bekledigim film icin; Güzeldi ya,hayatın icinden seyler bunlar..." dedi. Baksana anneme Alin Tascıyan gibi valla...


bu entryi editlemeyeli bir gun olunca arada ben bir kac film daha izledim... Sex and Lucia ve The Illisuonist... Birincisi oldukca guzel olmasının yanında biraz abesle fazla istigal eden bi film olmus... Daha edepli anlatılabilecek hikaye sömürüye acık hale gelmis zannımca... tüm bunlara ragmen mutlaka izleyin derim ,ama izlerken yanınızda tanısıklık katsayınızın dusuk oldugu birisi varsa biraz kızarabilirsiniz... Digeri zaten oldukca populer bir film,ulkemizde de baya sure gosterimde kaldı... Ben cok bayılmadım ama hos vakit gecirtebilir... bide hafif bile olsa ilüzyona, gosteriye merakınız varsa hos numaraları var filmin... Son donemde ki Hokkabaz ve The Prestige`le beraber gizemli numaraları olan filmlerimizin sayısı artıyor... hadi bakalım...
Bugun dolasırlen gordum de bu cep telefonu satıcıları para kazanabiliyorlarmı cok merak ediyorum... Zira sokak basına iki adet dusuyor son donemde... Bakkaldan fazla ve hemen hepsinin sattıgı tek sey telefon,hat ve kontor... Bunlar bu kadar olmazsa olmaz ihtiyaclar mıdır bilmiyorum... ya da bu kadar kar bırakan bi is mi bu alan?
Benimse Ekmege Kakaolu Fındık Kreması (hele paraya kıyıp Nutella sürersek kesin köşeyiz) sürüp yanında taze bir meyve suyu ya da süt`le satma fikrim zihnimde yasamaya devam ediyor... Hos bi dekorasyon ve guzel muziklerle mekanımızın bos kalacagını zannetmiyorum...
Hayırlısı diyelim...

19 Mart 2007

**spoiler icerebilir**

Evet nihayet beklenen operasyon bu sabah gerceklesti... Amcam su anda yanımda yatıyor burnunda koca iki tamponla... tabi bu yine benim hastanede bir kac saat gecirmeme neden oldu hem de Kadın Doğum bölümünün yanında :) Doğum sancısıyla bagıran kadınlar... Cok acayipti... Bide dikkatimi ceken su hastanede calısan sedye ittiren hasta bakıcıların durumuydu... Ittirdikleri sedyedeki hasta ölüyor agzı burnu dagılmıs... Onlar aralarında sakalasıyorlar... Tamam bende biraz sakin(hatta bazen vurdumduymaz) biriyim ama o konumda da bu yapılmazki... Hatırladım da bir keresinde sanırım Sabıka Kaydı cıkartmak icin gittigim Izmir adliyesinde yanımdaki arkadasim önünden gecerken Adli Morga girelim diye ısrar etmisti, ben hayır desemde bir sekilde kendimizi iceride bulduk, sagolsun oranin gorevlileri de hasta bakicilar gibi oldugu icin neredeyse bize musteri gibi davrandilar... Dun gelen bir trafik kazasi vakasini hemen binbir hürmetle bize acip gosterdiler; Kafasi dagilmis, yuzu olmayan, kafa derisi ortadan dikilmis cesetle onceden ilgilenmis adam bize sırıtarak "bakın ben topladım bunu, bez bebek gibi diktim sonra da" dedi... ben tabi buyuk kısmında kapı dısındaydım konusmanın... cesede bakmamla dısarıya cıkmam bir oldu... O gun saygısızlık yaptık mı ölülere bilmiyorum ama bi daha o arkadasla pek gorusmemeye karar vermistim...

Her neyse ben aslında baska bir seyden bahsedecektim... Dun gece izledigim filmden ama tum bunların ustune pek uygun olmayacak... baska bir zaman insallah... Buralardayız efendim...

Postumu daha once duymadıgınıza emin oldugum bir soylemle bitirirken amcama da acil sifalar diliyorum...

Herseyin bası "Saglık" (tv programı gibi oldu :) )

17 Mart 2007

Ama arkadaşlar iyidir...

Bugun sabah sabah bütün apartmanı hayırlısıyla wireless a gecirmis olduk... 2.katta nihayet uygun yere koydugumuz Robotics USR9108 ile simdilik uc ev seytan icadına baglanıyor durumda:) su kotalı durumunu da sınırsızıa cevirirsek is tamamdır... malum su durumda ne lost indirebiliyorum ne de yeni yeni ele gecirdigim torrent hesaplarını kullanabiliyorum:( bu arada bu modemi tavsiye ederim... biraz arastırınca memnun olanın sadece ben olmadıgımı da gordum ki oldukca basarılı alanında... fiyatı da 120$civarında...

ne diyordum..evet...dun gece izledigim Science of Sleep`in detaylı incelemesini yazmadan önce bir kere daha izleme ihtiyacı hissediyorum zira oldukca gec bir saatte ve kötü bir altyazı ile izledim filmi... gerekirse ing.izleyecegim tekrardan... ondan önce sizin de su anda duyabileceginiz gibi cici winampımda calan bi soundtrack "BaBaZuLa - Tabutta Rövaşata" var... once filmini guzelce izleyip ardından soundtrackide eksik etmeyin kulaklardan derim... hani sizi hoplatıp zıplatmayıp (ki onu da iyi yapan vardır-saygım sonsuz onlara da :) ) düşüncelere gark eden cok hos bi soundtrack olmus... özellikle sarkı aralarında gece replikler agzınıza dolanıyor:)

16 Mart 2007

ışıklı mışıklı...


bugün banka işlerine giriştim... bu arada şunu da anladım ki bankaların hayatımızı falan kolaylastırdıgı koca bi yalan!!! sadece internet bankacılığına basvurabilmk icin yarım saat sıra bekledim ardından da koca bir formu doldurdum... sanırsın iş basvurusu yapıyorum... her neyse yine beklerken bi suru insan gordum, inceledim... cocuklardan birisinin ayagında cok guzel ısıklı ayakkabılardan vardı... benim ömrüm boyu bunlardan bir tane bile olmadı ama nedendir bilmem eskiden su anda geldiği kadar cekici de gelmiyordu hani. olas bi tane geceleri ne havalı olurdu ama :) her neyse bankanın adını da vereyimde tam olsun su eskiden adına calıstıgım holdinge ait olan ama ardından Dexia`ya satılan meshur bankamız Denizbank... sonradan isim hakkına ortak oldukları BonusCard`tan edinmiştim bir tane... taksit imkanları ve digerlerine nispeten daha genis oldugunu dusundugum kampanyalarından faydalanmak amaclı olarak...tavsiye etmem efendim, bosverin... benim okulda bir arkadasım vardı hayatında kredi kartı falan kullanmamıstı kullanmayacaktı da.adam bilgisayarını bile pesin almıstı yaa... hatta aynı mantıkla yaklasarak ogrenim-harc kredisi bile almamıstı...ben borc falan istemiyorum diyerekten... tebrik ettim walla cocugu icimden tekrar...


okuyan var mı bilmiyorumda buradan dile getirmis olayım benim gibi univ.de hazırlıgı ing.sınavına girerek atlamıs olan varsa onların vay haline:) cunku birbirinden degerli kurumlarımız olan KYK ve EGE UNIV. aralarındao kadar guzel iletisim kuruyorlar ki benim okulu bitirdigimi universite KYK`na bildirmiyor ve sonucta bir yıl boyunca adıma universiteye harc banka hesabıma da ogrenim kredisi adı altında sozde okumama yardımcı olmak amaclı borc para yatıyor... bilin bakalım ben ne yapıyorum evet cok guzel bende nasılsa yatmamıstır diyerek banka hesabımı aylardır kontrol etmiyorum ve gecen gun tesadufen bakmamla.. tadaaaa hesabımda tam 840YTL goruyorum... her neyse gidip merkezle gorustum ve bana Ankara`ya bir an once dilekce yazıp kredilerimin kesilmesini talep etmemi soylediler... sagolsunlar fazladan faizli borc odememi istemiyorlar demek ki... demem o ki asla devletin herhangi bir kurumuna guvenmeyin ve isinizi sonuna kadar kovalayın...


hadi gorusmek uzere...


yasasın özel ve devlet kurumlarımız


13 Mart 2007

kapitalist sigortalar kurumu

bugün ssk hastanesine gitme gafletinde bulundum,dermatolojik bir durum yüzünden...her neyse cok acayip seyler gordum yine... hastaneler zaten herkesin bildiği gibi de..bugunden benim karım sıra beklerken cıkıp karsıdaki parkta kahvaltı yapmam oldu... bir suru birbirinden tatlı cocuk vardı,annelerini daha fazla kalmak icin kandırmaya calısan... super seyler :)

neyse problemimi hallettim oglene dogru, birazdan da izmire gidiyorum annemle dunku konusmamızın uzerine... bir sure buralarda olmam herhalde...

hadi boşçakalın

anlamlı tashih :p

12 Mart 2007

formayı kapış...

bugün ailece izlediğimiz filmin ardından agzımdan cıkan "her aksam boyle beraber film izleyelim" sozune karsılık annem yarın izmire gidisimi kastederek "sen bizi yarın terkediyorsun ama" dedi... annemi bastırıp birazda sessizliği dağıtmak için seri sekilde ve istemsizce bilgisayardan Kesmeseker - Tek Kisiyim Ben Hala acmısım Cenk Taner adıma konusmus gibi oldu : "Bırakın beni gideyim... gitmek istedigim yer deniz kumundan... oraya doğru fazla gidersem... buraya dönmem coğrafya gereği..." ben döndüm... direk anneme baktım ama neyseki o farketmedi durumu yuzume bakıyor... ne var? yalan mı dedi... bende toplanıp ama hemen döneceğim anne dedim, iyi yaptım...

bu arada uzattım biliyorum ilk günden sıkmayayım şimdi... izlediğimiz film de Büyük Adam Küçük Aşk`tı. Su sıralar uzerine dustugum turk filmlerinin bir diğeri... ben begendim özellikle bugune kadar aslında gormezden gelinen ciddi konulara deginiyordu... öyle ama cidden, hassas konu iyi kotarılmıştı... bi sn yaa aklıma geldi de bu kotarma kelimesini de dağarcığıma IMF sokmuştur kendisinden Allah razı olsun... bir ara bizim borclar almıs yurumusken hani IMF den uzman falan gelip giderdi ya... bunlardan birisinin soyadı mıydı neydi sanki... "hebelüp kotaryan" olabilir sanki...

bugun gun icinde aklıma zibilyon tane konu gelmisti yazmak icin ama bak not etmedigimden kaynadılar..

her neyse efendim acıldık ya gerisi gelir artık...

(umarım:) )

hadi kalın salıncaklannn...