20 Mart 2007

ütopyaya evet :)


Dün gece "Korkuyorum Anne"yi annemle izledik... Gerci o sadece 4`te 3`ünü izleyebildi...Sanırım durgun gecen sahnelerin etkisinden uykusu galip geldi... Ardından sabah bana sonunda ne oldu diye sordu anlattım ama bana mutlaka izlet devamını diye sıkı sıkı da tembihledi... Bide sabah aslında elestirmesini bekledigim film icin; Güzeldi ya,hayatın icinden seyler bunlar..." dedi. Baksana anneme Alin Tascıyan gibi valla...


bu entryi editlemeyeli bir gun olunca arada ben bir kac film daha izledim... Sex and Lucia ve The Illisuonist... Birincisi oldukca guzel olmasının yanında biraz abesle fazla istigal eden bi film olmus... Daha edepli anlatılabilecek hikaye sömürüye acık hale gelmis zannımca... tüm bunlara ragmen mutlaka izleyin derim ,ama izlerken yanınızda tanısıklık katsayınızın dusuk oldugu birisi varsa biraz kızarabilirsiniz... Digeri zaten oldukca populer bir film,ulkemizde de baya sure gosterimde kaldı... Ben cok bayılmadım ama hos vakit gecirtebilir... bide hafif bile olsa ilüzyona, gosteriye merakınız varsa hos numaraları var filmin... Son donemde ki Hokkabaz ve The Prestige`le beraber gizemli numaraları olan filmlerimizin sayısı artıyor... hadi bakalım...
Bugun dolasırlen gordum de bu cep telefonu satıcıları para kazanabiliyorlarmı cok merak ediyorum... Zira sokak basına iki adet dusuyor son donemde... Bakkaldan fazla ve hemen hepsinin sattıgı tek sey telefon,hat ve kontor... Bunlar bu kadar olmazsa olmaz ihtiyaclar mıdır bilmiyorum... ya da bu kadar kar bırakan bi is mi bu alan?
Benimse Ekmege Kakaolu Fındık Kreması (hele paraya kıyıp Nutella sürersek kesin köşeyiz) sürüp yanında taze bir meyve suyu ya da süt`le satma fikrim zihnimde yasamaya devam ediyor... Hos bi dekorasyon ve guzel muziklerle mekanımızın bos kalacagını zannetmiyorum...
Hayırlısı diyelim...

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa